Kimsenin başına gelmesini istemeyiz ama başımıza gelebilecek her türlü kazaya karşı hem otomobilimizde hazırlıklı olmalı, sağlık çantasını güncel ve tam bir şekilde yanımızda taşımalıyız hem de ilk yardım konusunda bilinçli olmalıyız. Bu yüzden aşağıdaki yazıyı alıntılıyorum.
ilkyardım, hasta veya yaralı kişiye, daha ciddi bir tıbbi yardım uygulanmadan
önce yapılan ilk bakımdır. ilkyardımın amacı, durumun kötüleşmesini önlemek için
aktif olarak müdahale etmek, yaşam desteği sağlamak, yaralının etkin tedavisini
başlatmak, zararı en aza indirmek ve yaşam kaybını önlemektir. ilkyardım tıbbi
bakımın bir alternatifi değildir. Ancak ilkyardım eğitimi alan kişiler, durumu
ve aciliyetin derecesini tayin etme ve profesyonel tıbbi yardım ulaşana kadar
yapılabilecek en doğru şeyleri belirleme yeterliliğine sahiptir. Yaralanmanın,
ölüm olaylarının dördüncü ana nedeni olduğu düşünülürse, ilkyardım eğitiminin
gerekli olduğu çok açıktır. Düşmeler en sık rastlanan yaralanma sebebidir. Ancak
trafik kazaları en ölümcül olanıdır. Yaralanma ölümlerinin %22’si trafik
kazaları sonucu oluşmaktadır.
ilkyardım inceleme ve araştırmayla başlar.
Bir yaralıya yaklaşmadan önce olay yerinde, yaralı ve kurtarıcının hayatını
tehlikeye atabilecek faktörlerin önlenmesi gerekir. Daha sonra yapılan ilk
inceleme, yaralının hayatını kurtaracak işlemlerin hemen uygulanmasının gerekip
gerekmediğini belirler.
ilk Yardımın Temel Aşamaları
- Solunumun Durması
- Kalp Krizi
- Bilinç Kaybı
- Yaralanma ve şiddetli Kanamalar
- Kırıklar ve üıkıklar
- Burkulma ve Gerilme
İlkyardımın temel
aşamaları :
ilk önce yaralının genel sağlık durumu değerlendirilir.
Yaralının omuzlarına hafifçe dokunup ona seslenerek bilincinin yerinde olup
olmadığı saptanır.
- Derhal ambulans çağırılır.
- Yaralı, boynu ve başı sabit tutularak sırt üstü yatırılır.
- Yaralının bilinci kapalı ise çenesi yukarı kaldırılarak başı geride tutulur. Böylece dilin, nefes borusunu kapatması önlenir.
- Yaralının nefes alıp almadığına bakılır. Nefes almıyorsa ağzından veya burnundan suni teneffüs yapılır. Nefes verirken göğüs kalkıyor mu diye bakmak gerekir. Nefes verme aralarında akciğerlerden hava boşalması beklenmelidir.
- Kan dolaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğini anlamak için nabız kontrol edilir. Nabız, adem elması ve boyun kası arasındaki bölgeye, üç parmakla hafifçe bastırılarak kontrol edilir.
- Yaralının nabzı yoksa kalp masajına başlanır. Temel yaşam desteği tek kişi ile yapılıyorsa 15 kalp masajı ve 2 tam nefes şeklinde tekrarlanarak uygulanmalıdır. iki kişi ile ise 5 kalp masajı 1 nefes şeklinde uygulanır. Temel yaşam desteği, sadece solunumu ve kan dolaşımı durmuş kişilere uygulanır.
- Eğer nabız var, solunum yoksa her 5 saniyede bir nefes verilmelidir.
- Solunum ve kan dolaşımı sağlandığında temel yaşam desteği kesilmelidir.
KALP KRiZi :
Kalp krizi yaşamı tehdit eden acil bir
durumdur. Kalbi besleyen ana damarların daralması veya tıkanmasına bağlı olarak
kalbin bir bölümüne yeterli kan ve oksijen gitmemesi sonucu oluşur. Eğer bu kan
ve oksijen yetersizliği uzun sürerse kalp kaslarının bir bölümü
ölür.
Kalp krizi belirtileri, aşağıdakilerden birkaçını ya da hepsini
içerebilir. Santral göğüs bölgesinde aniden gelen ve ezici bir basınçla
hissedilen, sabit, 20 dakika veya daha uzun süren, kola, omuza, boyuna, çeneye,
sırt ortası ve mideye vuran göğüs ağrısı, aşırı terleme, bulantı, kusma, yoğun
halsizlik, akıntı, korku, soluk mavimsi gri deri rengi, mavi tırnaklar ve nefes
darlığı. Kalp ağrısı hazımsızlıkla karıştırılabilir. Eğer ağrınızın sebebinden
emin değilseniz güvende olmak için kalp krizi gibi ele alın. En yakın acil
sağlık kuruluşunu arayın ve aşağıda verilen ilkyardım talimatlarını
uygulayın.
Kalp krizi tedavisi, hastanın bilincinin kapalı ya da açık
olmasına göre değişir.
A) Bilinci Kapalı, Nefes Almayan Hasta :
En yakın acil sağlık kuruluşunu arayın, daha sonra müdahaleye başlayın.
Kişiyi sert, rahat bir yere sırtüstü yatırın. Elinizi hastanın çenesine koyup
yukarı kaldırırken diğer elinizi hastanın alnına koyup aşağı bastırarak başını
arkaya yatırın. Hastanın alnındaki elinizin baş parmağınız ve işaret
parmağınızla hastanın burun deliklerini kapatın. Derin bir nefes alın. Ağzınızı
hastanın ağzı üzerine sıkıca bastırın ve iki yavaş, derin nefes verin. Arada
tekrar derin bir nefes alın ki hastaya taze hava verebilesiniz. Göğüs kafesinin
yükseldiğini görene dek hava üflemeye devam edin. Hastanın göğsü yükseldiğinde
hava vermeyi durdurun. Ağzınızı çekin ve başınızı hastanın göğsüne doğru
çevirin. Böylece kulağınız hastanın ağzının üzerinde olacaktır. Hastanın
akciğerlerinden hava çıkışını kulağınızla hissedin ve dinleyin ayrıca göğsün
alçaldığını gözlemleyin. Bu solunum işlemini her 5 saniyede 1 nefes vererek
sürdürün. Kişinin bilek ya da boyun atardamarını 5-10 saniye boyunca nabız için
kontrol edin. Eğer nabız yoksa, kalp masajı eğitimi aldıysanız kalp masajına
başlayın. Suni solunum kalp masajı sırasında da sürdürülmelidir. Bu işlemi tıbbi
yardım gelinceye ya da hasta nefes almaya başlayıncaya kadar sürdürün.
B) Bilinci Açık Hasta :
En yakın acil sağlık kurumunu arayın,
ilgiliye olası bir kalp krizini ve oksijen ihtiyacını iletin.
Hastayı
nazikçe oturtun ya da yan oturur pozisyona getirin. Yatmak nefes almayı
zorlaştırır.
üzellikle boyun çevresindekiler olmak üzere giysileri gevşetin.
Hastayı bir battaniye ya da palto ile sararak sıcak tutun. Hastayı sakinleştirin
ve rahatlatın ama herhangi bir şey yedirip içirmeyin.Eğer ambulans bulunamıyorsa
hastayı en yakın hastanenin acil servisine götürün.Bilinçsiz hasta kendine
gelirse ve solunumu başlarsa yukardaki adımları izleyebilirsiniz.
BiLiNü
KAYBI :
Bilinç kaybı sadece koma durumu için geçerli bir tanımlama
değildir; aynı zamanda kişinin uykulu, dikkatinin dağınık ve varlığınıza tepki
veremediği durumlar için de söz konusudur. Beyin travması (kaza veya darbe
sonucu), kan kaybı, oksijensiz kalma (boğulma), metabolik bir hastalık (diabet)
veya ilaç nedeniyle zehirlenmeler sonucu oluşabilir. ilk olarak en yakın acil
sağlık kuruluşunu arayın sonra ilkyardıma başlayın.
Not: Eğer omurilik
zedelenmesinden şüpheleniyorsanız ve hasta kusmuyorsa yerinden kımıldatmayın.
Omurilik zedelenmesi söz konusu değilse omurgayı esnetmeden, hastanın başını ve
vücudunu eş zamanlı olarak yana çevirebilirsiniz; ancak baş ve vücudun
birbirleriyle olan konumlarını bozmayın. Bir insanın bilinci yerinde değilse
normal refleksler ve kasların gevşekliği kaybolur. Bu nedenle olabilecek en
büyük tehlike dilin boğazı tıkaması veya ağızdaki yabancı cismin nefes borusunu
tıkamasıdır. Nefes borusunu açıp solunumu sağlamış olsanız da asla baygın
birisini yalnız ve müdahalesiz bırakmayın.Komaya giren bir insanın nefesi
kesilebilir, sonuç olarak da kalbi durur.
SOLUNUMUN DURMASI :
Yapay solunumun en basit ve etkili metodu, hastanın akciğerlerine kendi nefesinizi güçlü bir şekilde üflemektir. Ağızdan ağıza solunum, solunumu çok zayıf ve düzensiz olan hastalara da uygulanabilir. Bu durumda nefes verişinizi, hastanın nefes verişine göre ayarlamanız gerekir.
En yakın acil sağlık kuruluşunu aradıktan sonra, ağızdan ağıza solunuma başlayın. Bu sırada hasta, sert bir zeminde, sırtüstü yatmalıdır. Eğer boyun yaralanmasından şüphe edilmiyorsa, bir elinizle hastanın başını çene kemiğinden yukarı doğru çekerken diğer elinizle de alnına bastırarak başın geride kalmasını sağlayın. Eğer boyun yaralanmasından şüpheleniyorsanız, hastanın başına veya boynuna müdahale etmeyin. Hastanın başını sarsmadan sadece çenesini nazikçe kaldırarak nefes borusunu açmaya çalışın.
Eliniz hastanın alnındayken başparmağınız ve işaretparmağınızla burun deliklerini kapatın. Derin bir nefes alın. Ağzınızı hastanın ağzı üzerine yerleştirin ve 2 güçlü nefes verin. Daha sonra her 5 saniyede 1 nefes verin. Her nefeste hastanın göğsünün kalktığını görmelisiniz. Hastanın göğsü genişlediğinde nefes vermeyi kesin. Ağzınızı çekin ve yüzünüzü hastanın göğsüne doğru çevirin. Böylelikle kulağınız hastanın ağzı seviyesinde olacaktır. Hastanın akciğerlerinden havanın çıkışını dinleyin ve göğsün inişini izleyin. Daha sonra solunum işlemlerini tekrarlayın.
Hastanın bilek veya boyun damarından nabzını kontrol edin. Eğer nabız yoksa ve kalp masajı eğitiminiz varsa kalp masajına başlayın. Buna hasta kendiliğinden solunuma başlayıncaya veya tıbbi yardım gelene kadar devam edin.
Ağızdan buruna solunum :
Eğer hastada yüz yaralanması varsa kişinin ağzına nefes vermekte zorlanırsınız. En yakın acil sağlık kuruluşunu aradıktan sonra hemen ilkyardıma başlayın. Kişiyi sert bir zemin üzerinde sırtüstü yatırın. Bir elinizi hastanın çene kemiğine yerleştirip, yukarı doğru kaldırırken diğer elinizi hastanın alnına koyun ve çeneyi yukarı doğru iterken alnı aşağı doğru bastırarak hastanın başına pozisyon verin.Derin bir nefes alın ve ağzınızla hastanın burnunu kapatın.Hastanın ağzını da çenesini iterek kapalı tutun. Hastanın burnuna kuvvetle nefesinizi verin. Ağzınızı çekin, hastanın çenesini açın ve havanın çıkışına izin verin. Bu işlemi 5 saniyede bir tekrarlayın.
Bebeklerde ve çocuklarda suni teneffüs:
Bebeklerde ve çocuklarda suni teneffüs işlemi yetişkinlerdekine benzer, sadece ağzınızla çocuğun hem ağzını hem de burnunu kapatmalısınız. üocuğun başını çok geriye çekmeyin yoksa nefes borusu tıkanabilir. Nefesleriniz daha yumuşak olsun. üocuklarda 4 saniyede 1 nefes (dakikada 15 nefes), bebeklerde 3 saniyede 1 nefes (dakikada 20 nefes) verilmelidir. üocuğun göğsü kalkmaya başlayınca nefes vermeyi kesin. Her nefes veriş öncesinde yeniden nefes alın.
iLKYARDIM POZiSYONU
:
Omurilikteki bir hasardan şüpheleniyorsanız ve hasta kusmuyorsa
yerinden kımıldatmayın. Gerekli herşeyi yaptıktan sonra acil tıbbi yardımı
beklerken hastayı ilkyardım pozisyonuna getirin. Eller ve ayaklar vücudun rahat
ve sabit olmasını sağlayacak şekilde olmalıdır.
Yanına diz çöküp kolunu
başının arkasına atın
Karşı taraftaki kolunu göğsünün üstüne koyun ve
bacağını dizinden büküp kendi tarafınızdaki bacağın üzerine koyun
Dikkatlice
başı da vücutla birlikte kendinize doğru bir elinizle döndürün ve diğer elinizle
yüzünü koruyun
Başını geri itin, çeneyi öne çıkarın ki rahat nefes alsın
ancak çeneyi vücuttan daha alçakta tutun ve sıcak tutun
YARALANMA VE Şİ
DDETLİ KANAMALAR :
Yırtılmış bir atardamar nedeniyle çok kısa zamanda
yüksek miktarda kan kaybedilebilir. şiddetli kan kaybı kişiyi şoka ve bilinç
kaybına götürebilir ve eğer durdurulamazsa ölümcül olabilir. Yetişkin bir insan
1.5 litre kadar kan kaybederse ya da bir çocuk yarım litre kan kaybederse, kan
kaybı şiddetli kabul edilir. Yaralı bir atardamarın duvarlarındaki kaslar yarayı
kapatmak için pıhtı oluşumuyla birlikte kasılacaktır. Eğer pıhtılaşma herhangi
bir nedenle gerçekleşmezse kanamanın kontrolü çok daha zor olacaktır. En yakın
acil sağlık kuruluşunu arayın ve ilkyardıma başlayın.
Küçük
yaralanmalarda kanama kısa sürede kendiliğinden durur. Ancak derin bir yarada
kan o kadar hızlı akar ki pıhtı oluşumuna fırsat kalmaz. ilk yardımın amacı kanı
mümkün olduğunca kısa sürede durdurmaktır.
Kişiyi sırtüstü yatırın ve
mümkünse yaralı kısmı yukarı kaldırın. Bu kan akışını azaltacaktır. Cam veya
metal gibi derinde olmayan ve kolay hareket ettirilebilen cisimleri yaranın
içinden çıkarın ama derine saplanmış cisimlere dokunmayın. Temiz bir bezle
yaranın tam üstüne, kanama durana dek 5-10 dakika basınç uygulayın. Yaranın ağzı
açıksa her iki kenarı da birbirine doğru itin. Eğer yaranın içinde herhangi bir
şey varsa basıncı cismin çevresine uygulayın, üzerine değil Sağlam ve temiz bir
bandajla yarayı sıkıca sarın. Eğer hazırda bir bandaj yoksa bir parça temiz bez
kullanın. Turnike kullanmayın. Eğer kan, bandajın dışına taşarsa bandajı
çıkarmayın. Onun yerine üzerine biraz daha bez koyun ve sıkıca bağlayın Burun
Kanamaları:
Sık rastlanan acil durumlardan biridir. Kafa travması
sonucunda burun veya kulaktan kanama, kafatası kırığı olduğunu gösterir ve
kontrolü zordur. Bu tip kanamalarda temiz bir bez ile buruna hafifçe
bastırılmalı ve hasta mümkün olduğunca çabuk acil sağlık kuruluşuna
ulaştırılmalıdır.
Diğer nedenlerle oluşan kanamalarda, burun deliklerini
sıkarak veya üst dudak ile dişetleri arasına yuvarlak gazlı bez yerleştirerek
basınç uygulanır. Hastayı oturtun ve başını öne eğin. Hastanın sakin olmasını
sağlayın ki endişelenerek kan basıncının artmasına sebep olmasın. Burnun üzerine
buz koyun. Tüm bu uygulamalara rağmen kanama devam ederse hastayı en yakın
sağlık kuruluşuna götürün.
KIRIKLAR VE ÇIKIKLAR :
Röntgen
olmaksızın bir kemiğin kırık olup olmadığını belirlemek her zaman mümkün
değildir. Eğer emin değilseniz, yaralanmaya sanki kırıkmış gibi yaklaşın. Eğer
kişi çok ağrılıysa, yaralı bölgesini hareket ettiremiyorsa, üzerine ağırlık
veremiyorsa ya da yarada şekil bozukluğu varsa kırık veya çıkıktan şüphe edin.
üıkık bir kemiği yerine oturtmaya çalışmayın. Bu sadece bir uzman tarafından
yapılabilir. Kolu veya bacağı bulduğunuz pozisyonda sararak sabitleyin ve
yaralıyı hastaneye götürün. Eğer yaralı hareket edemiyorsa ambulans çağırın.
Hastanın birşey yiyip içmesine izin vermeyin,çünkü hastanın kemiklerini
genel anestezi altında düzeltmek gerekebilir ve yemek hastanın kusmasına neden
olabilir. Kişiyi sıcak tutun ve şok olasılığı açısından sürekli izleyin.
Kanama varsa önce onu tedavi edin. Kişiyi olabildiğince az hareket ettirin.
Hareket, kırık kemikleri daha da ayırır ve organları yaralayabilir. Açık bir
yara varsa temiz bir bez parçasıyla kapatın.
Tespit Uygulaması :
Tespit genellikle gereklidir. Hareketi önleyerek kırığın daha da kötü
olmasını engelleyebilirsiniz. Bu, özellikle hastanın nakli veya tıbbi yardımın
gecikeceği durumlarda önem taşır. Tespit malzemesinin sert olması gerekir.
Mümkünse bir üst ve bir alt eklemin oynamasını engelleyecek derecede uzun
olmalıdır. Tespit, tahtalarla, karton parçalarıyla, gazetelerle yapılabilir.
Kırık bir üst kol veya bacak için yaralı uzvu tespit etmeden önce kol ile gövde
arasına veya bacaklar arasına destek koymak gerekir. Tespiti bağlamak için bez
(bandaj, kravat vb.) kullanın.
Kırık
ön kol :
Hastanın ön kolunu 90 derece açıyla vücuduna yapıştırın, avucu
göğsüne gelirken başparmağı yukarı doğru olmalı. ün kola tespit uygulayın.
Tespit dirsekten el bileğine kadar uzanmalı. Tespiti, kırığın altından ve
üstünden bağlayın. ün kolu boyundan geçen geniş bir sargı ile parmakların
dirsekten biraz daha yukarı seviyede olmasını sağlayacak şekilde
asın.
Yaralı bacağın sağlam bacağa tespiti :
Nazikçe yaralı
bacağın dizini düzeltin. iki bacak arasına bezler koyun. Yaralı bacağı diğer
bacağa birkaç yerinden bağlayın, ama kesinlikle tam kırık üzerinden olmasın.
Eğer iki geniş tespit bulma olanağınız varsa bunları kullanmak en idealidir.
Tespitler bacağın tüm uzunluğu boyunca olmalıdır.
Omurga Yaralanmaları
:
Eğer hastanın boyun veya omurgasında ciddi ağrı varsa, kol veya
bacaklarında his kaybı varsa, mesane veya barsak kontrolünü yitirmişse omurga
kırığı veya çıkığı olabilir. Bu tip vakalarda, hastanın hayatı tehlike altında
değilse veya kusmaya bağlı olarak boğulmuyorsa, hastayı kıpırdatmamak gerekir.
Eğer hastayı hareket ettirmek gerekirse vücudunu dümdüz tutmalısınız. Beli veya
boynu bükülmemeli, vücudu dönmemeli. Hastayı kapı, masa, ütü masası veya geniş
bir kalas gibi sert bir zemin üzerine yerleştirmelisiniz.
BURKULMA VE
GERiLME :
Kasta veya tendonlardaki yırtılma, gerilme; bağlardaki veya
eklem kapsülündeki yırtılma ise burkulma olarak tanımlanır. Burkulma ve gerilme
dokuların aşırı zorlanmasından olur. iki yaralanma için de belirtiler aynıdır.
Ağrı, şişme ve morarma... Ciddi burkulmalar sanki kırıkmış gibi tedavi
edilmelidir. Ağrı ve şişmeyi azaltmak için soğuk su ya da buz torbası
kullanılır. Eklem veya kası, elastik “8” şeklinde bandajla sarın ve 1-2 gün için
üstüne bastırmayın. ”8” şeklinde bandaj uygulamasını ayak çevresinde 1-2 kez
dairesel olarak sarın. Bandajı diagonal olarak ayağın üstünden ve bileğin
çevresinden geçecek şekilde bağlayın; bandajı ayağın üstünden aşağı doğru ve
ayağın tabanından geçirin. “8” şeklindeki dönüşlere devam edin, ayak (parmaklar
hariç), bilek ve bacağın altı kaplanana kadar bandajlayın; bant ya da klipsle
bandajı sabitleyin.
İLK YARDIM İLKELERİ
ilk yardım, kaza ya da
ani hastalık durumunda profesyonel yardım ulaşıncaya kadar, hastayı korumak ve
yaşamını desteklemek için yapılan işlemlerdir. Kaza ölümlerinin yaklaşık %10'u
ilk 5 dakikada, %54'ü ise ilk yarım saatte oluşmaktadır. Bu nedenle ilk yardım
eğitimi almış kişilerin kaza yerinde yapacakları etkili bir ilk yardım,
ölümlerin yarısını engelleyebilir ve sakatlıkları da azaltabilir.
1. Ek
kazalara meydan vermemek :
Sıklıkla karşılaşılan bir durum, heyecanla
yardıma koşanların ek kazalara uğramaları, yaralanmaları ve bazen hayatlarını
yitirmeleridir. Gecenin bir vakti yardım için viyadükten atlarken düşenler,
arabasını biçimsiz park ettiği için zincirleme kazalara neden olanlar ve iyi
niyetle koşuştururken ezilenler... Başına taş düşen ya da çığ altında kalan bir
dağcıya yardıma koşan da, aynı felakete uğrayabileceğini unutmamalıdır. Keza
suda boğulmak üzere olan birine doğru yüzen kişi de, şayet kendini karaya
bağlayan bir ipten ya da tükendiğinde tutunabileceği bir tahta parçasından
yoksunsa boğulabileceğini asla unutmamalıdır. Banyoda baygın yatan yakınınıza
koşarken, onu zehirleyen tüp gazdan sizin de etkilenebileceğinizi veya yerdeki
birine dokunup kontrol ederken onu çarpan elektrik akımının size de zarar
verebileceğini hesaba katmalısınız. Arama-kurtarma çalışmalarına katılanlar da,
yardıma giderken kendi yaşamlarını sürdürebilecek asgari teçhizata sahip olmalı
ve merkezle haberleşme bağlantısını koparmamalıdır.
2. Yardım istemek :
Bazen bir cep telefonu bazen telsiz, bazen de üçüncü bir kişi, birazdan
anlatacağımız ilkyardım uygulamasını, "yardım gelecek" güvencesiyle daha rahat
yapmanıza imkan verir. Unutmayın, daha çok insan, daha etkili yardım ve
yaralıların daha doğru şekilde taşınması demektir. ilkyardımda kahramanlığın
yeri yoktur. Ne kadar mükemmel yaparsanız yapın, çok zorunlu haller dışında
temel ilkyardım uygulamasının ilk beş on dakikasında nefes nefese kalır,
tükenirsiniz.
3. Doğru değerlendirme yapmak :
Bir kazazedeyle
karşılaştığınızda zamana karşı yarış başlamış demektir. Sizin burada dakikalarca
okuduğunuz uygulamayı, saniyeler içinde yapmanız gerekir. Dolayısıyla her türlü
girişimden önce, kazazedeyi yerinden oynatmadan, ona ne olup bittiğini anlamaya
çalışmalı ve burada yazılanları bazen aynı anda yapmalısınız. Kazazedeyle
iletişim kurmaya çalışmalı, "sana ne oldu, adın ne" gibi sözlü uyarılarda
bulunmalısınız. Cevap varsa işiniz büyük ölçüde kolaylaşır. Ondan elini ayağını
oynatmasını isteyin. Böylece omuriliğinde bir yaralanma olup olmadığını
anlayabilirsiniz, özellikle bir yerden bir yere taşınması gerekiyorsa bunu
muhakkak bilmeniz gereklidir. Sözlü uyarılara cevap ararken, bir elinizi
kazazedenin alnına koyun. Bu sayede şuuru bulanık, boyun omurlarında kırık
olabilecek kazazedenin istemsiz hareketlerde bulunmasını ve omuriliğine zarar
vermesini engelleyebilirsiniz.
Hastanın Yeniden Canlandırma için
Değerlendirilmesi :
Hastaya sözlü uyarı verilir. (Adın ne, sana ne oldu
vb.) Hasta sözlü uyarıya konuşarak veya
hareketle cevap vermezse, ağrılı uyarı verilir. Burada da hastanın sesle ya da
mimikle tepkisine bakılır.
Ağrılı uyarana da cevap alınamazsa :
1- Göz bebeklerinin ışık reaksiyonuna bakılır. Göz kapakları açılıp
kapatılarak veya varsa fener ışığı yakıp söndürerek göz bebeklerinin ışıkta
küçülüp küçülmediğine bakılır:
küçülme yoksa,
- küçülme çok azsa,
-
biri küçülmüyorsa,
....beyinde problem var demektir!
2- Hastanın
kalbinin çalışıp çalışmadığına bakılır. Sağ elin işaret ve orta parmağı boynun
yan tarafında bulunan şahdamarının üstüne konur ve nabız olup olmadığına
bakılır.
3- Hastanın nefes alıp almadığına bakılır. Göğüs kafesinin
kalkıp inişine bakılır, ayrıca soluk sesi, nefes kokusu algılanmaya çalışılır.
Ne zaman canlandırma (resusitasyon) işlemine başlanır:
- Nabız
alınmıyor,
- solunum yok,
- göz bebeklerinde ışığa az da olsa bir cevap
var ise,